Kadınlar neden kıskanır?
Bu yazımız erkek okuyucularımıza… Kıskanç bir kadını sakinleştirmenin yolu nedir merak ediyor musunuz?
Kıskanç bir eşiniz ve sevgiliniz var diyelim… Onun bu yönünden dertlisiniz. İlişkinizdeki bu kıskançlık durumuyla nasıl baş edeceksiniz? Kadını kıskanç hale getiren erkek tavırlarında değişiklikler yaparak elbette! İşte erkeklere ipuçları…
Çoğu erkeğin espri konusudur sürekli eşi tarafından denetlendiği, eşinin kıskançlık krizleriyle baş etmek zorunda kaldığı. Sohbetin sonuç cümlesi de genelde, “Kadınlar ne kadar kıskanç oluyor!” benzeri bir şey oluverir.
“Kıskançlık kadınların doğasında var” iddiasında bulunanların sayısı da az değildir. Ama hayır, buna itirazımız var. Kıskançlık doğamızda falan yok! Hem baksanıza, araştırmalara göre, erkeklerin eşlerini öldürmelerinin yüzde 90’ı kıskançlık yüzündenmiş.
Ayna ne söylüyor?
Kıskançlık krizlerinde, “Sana güveniyorum ama etrafa güvenmiyorum” diye açıklama yapan erkeklerin aksine; kadınlar kıskandıklarında, bu kadar kolay bir yalanın ardına saklanmak yerine, “Kendime güvenim tam ama sana güvenmiyorum” derler.
Evet, işte anahtar kelime bu: “Güven.” Erkek arkadaşlarıyla her bir araya gelişinde karısının kıskançlığından dem vuran bir erkeğe tavsiyemiz, şikayet etmek yerine aynaya bir bakması olacak. Aynaya bakıp, “Acaba ben güvenilir biri miyim?” sorusunu sormak ve yanıtı dürüstçe vermek, aslında kıskanç bir kadını anlamanın ilk adımı. Belki de tek adımı!
“Beni ne kadar seviyorsun?”
Kıskançlığın önemli bir nedeni sevilmeye ihtiyaç duymak olduğuna göre, kadınına sevgisini göstermekten çekinmeyen erkek, kazançlı çıkar.
Sevgili erkekler, “Nasılsa onu sevdiğimi biliyor” düşüncesini aklınızdan çıkarın ve sevginizi özel günleri beklemeden, aklınıza gelen her an dile getirmekten çekinmeyin. Eşinize, etrafınızdaki kadınlardan farklı olduğunu her fırsatta hissettirecek sevgi gösterilerinde bulunun.
Kadınlar zaman zaman “Beni seviyor musun?” diye sormaktan, buna “Evet” yanıtı aldıklarında da” Ne kadar?” diye uzatmaktan zevk alırlar. Bir nevi ruhunun okşanmasına duydukları ihtiyaçtandır bu sorular. Tabii arkadan gelen soru da “Hangi özelliklerimi seviyorsun?” benzeri bir şey olur genelde. İşte bu demek oluyor ki, onu diğer kadınlardan ayırt eden taraflarını söze dökmeniz sayesinde “biricik” olduğu hissini yaşatarak, sizi diğer kadınlardan kıskanma olasılığını en aza indirebilirsiniz!
“Tutun beni, her an aklım kayabilir”
Her arkadaş toplantısında sohbeti çapkınlık konusuna getirip, bunu bir aldatma değil de sanki sevimli bir şeymiş gibi anlatan erkekler; kusura bakmayın ama bu hataya düştüğünüzde eşinizin kıskanç ve öfke dolu bakışlarından sizi biz bile kurtaramayız.
Sürekli olarak “Her türlü teklife açığım, her an aklım başkasına kayabilir” mesajı verdiğinizin farkında değil misiniz? Derhal bu huyunuzu terk edin ve çevrenizde eşini aldattığını bildiğiniz erkekler varsa onların hikayelerini, onaylamadığınızı vurgulayarak anlatın eşinize.
“Asayiş berkemal!”
Kıskanç eşinin “Neredesin?”, “Kimlesin?”, “Ne zaman geleceksin?” gibi kontrol telefonlarından bıkan erkekler! Şikayet edeceğinize, eşinizi buna zorlayacak sebebi ortadan kaldırmayı deneyin!
Eşiniz veya sevgiliniz sormadan, nerede, kimlerle olduğunuzu, ne zaman döneceğinizi söyleyin. Tabii bunu komutanına ezberden sıralayan bir asker gibi değil, gündelik sohbet sırasında yapın. Zira ezberlenmiş gibi sıralamanız da karınızın içini rahatlatmaya yetmez. “Bu işte bir iş var” şeklinde huylanmasına engel olamazsınız.
Zararlı arkadaşlar listesi
Her programınıza eşinizi dahil etmek istemeyebilirsiniz elbette. Sadece erkek arkadaşlarınızla birlikte olmak isteyebilirsiniz. Ya da kadınlı erkekli arkadaş grubunuzla eşiniz veya sevgiliniz olmadan da plan yapabilirsiniz. Ama her seferinde sevgilinizin kıskançlık krizlerine girip arıza çıkarmasından dolayı kavga etmek yerine sorunu steril bir şekilde çözmeye çalışın.
Mesela, sevgilinizi arkadaşlarınızla tanıştırın. Zaman zaman hep birlikte organizasyon yaparak kız arkadaşlarınızın zararlı olmadığını, erkek arkadaşlarınızın da sizin aklınızı muzır işlere kaydıracak cinsten insanlar olmadıklarını ona gösterin. Hatta zaman zaman evde arkadaşlarınızla ilgili meseleleri eşinize de anlatın ki, o da kendini arkadaşlarınıza yakın hissederek onları “zararlılar” listesinden çıkarsın.
Kaybetme korkusu
Sevgili erkekler, hem kıskançlık krizleriyle eşinize hayatı zindan edin hem de onun sizi kıskanmasından şikayet edin… Bu hiç adil değil! Önce kendi duygularınızı kontrol altına almayı öğrenseniz hiç fena olmaz.
Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur aslında. Sahip olduğunuz şey “birbiriniz” ise, kaybetme korkusu yaşamak sevgiyi dinamik tutmak için biraz gereklidir. Ama bu korkuyu hastalık derecesinde içinizde büyüterek karşılıklı olarak birbiriniz için hayatı zorlaştırmaktansa, kontrolü elinizde tutmaya çalışın. Eğer bu duyguyla baş etmek mümkün görünmüyorsa ilişki terapistinden yardım alın.
Kıskanç bir eşiniz ve sevgiliniz var diyelim… Onun bu yönünden dertlisiniz. İlişkinizdeki bu kıskançlık durumuyla nasıl baş edeceksiniz? Kadını kıskanç hale getiren erkek tavırlarında değişiklikler yaparak elbette! İşte erkeklere ipuçları…
Çoğu erkeğin espri konusudur sürekli eşi tarafından denetlendiği, eşinin kıskançlık krizleriyle baş etmek zorunda kaldığı. Sohbetin sonuç cümlesi de genelde, “Kadınlar ne kadar kıskanç oluyor!” benzeri bir şey oluverir.
“Kıskançlık kadınların doğasında var” iddiasında bulunanların sayısı da az değildir. Ama hayır, buna itirazımız var. Kıskançlık doğamızda falan yok! Hem baksanıza, araştırmalara göre, erkeklerin eşlerini öldürmelerinin yüzde 90’ı kıskançlık yüzündenmiş.
Ayna ne söylüyor?
Kıskançlık krizlerinde, “Sana güveniyorum ama etrafa güvenmiyorum” diye açıklama yapan erkeklerin aksine; kadınlar kıskandıklarında, bu kadar kolay bir yalanın ardına saklanmak yerine, “Kendime güvenim tam ama sana güvenmiyorum” derler.
Evet, işte anahtar kelime bu: “Güven.” Erkek arkadaşlarıyla her bir araya gelişinde karısının kıskançlığından dem vuran bir erkeğe tavsiyemiz, şikayet etmek yerine aynaya bir bakması olacak. Aynaya bakıp, “Acaba ben güvenilir biri miyim?” sorusunu sormak ve yanıtı dürüstçe vermek, aslında kıskanç bir kadını anlamanın ilk adımı. Belki de tek adımı!
“Beni ne kadar seviyorsun?”
Kıskançlığın önemli bir nedeni sevilmeye ihtiyaç duymak olduğuna göre, kadınına sevgisini göstermekten çekinmeyen erkek, kazançlı çıkar.
Sevgili erkekler, “Nasılsa onu sevdiğimi biliyor” düşüncesini aklınızdan çıkarın ve sevginizi özel günleri beklemeden, aklınıza gelen her an dile getirmekten çekinmeyin. Eşinize, etrafınızdaki kadınlardan farklı olduğunu her fırsatta hissettirecek sevgi gösterilerinde bulunun.
Kadınlar zaman zaman “Beni seviyor musun?” diye sormaktan, buna “Evet” yanıtı aldıklarında da” Ne kadar?” diye uzatmaktan zevk alırlar. Bir nevi ruhunun okşanmasına duydukları ihtiyaçtandır bu sorular. Tabii arkadan gelen soru da “Hangi özelliklerimi seviyorsun?” benzeri bir şey olur genelde. İşte bu demek oluyor ki, onu diğer kadınlardan ayırt eden taraflarını söze dökmeniz sayesinde “biricik” olduğu hissini yaşatarak, sizi diğer kadınlardan kıskanma olasılığını en aza indirebilirsiniz!
“Tutun beni, her an aklım kayabilir”
Her arkadaş toplantısında sohbeti çapkınlık konusuna getirip, bunu bir aldatma değil de sanki sevimli bir şeymiş gibi anlatan erkekler; kusura bakmayın ama bu hataya düştüğünüzde eşinizin kıskanç ve öfke dolu bakışlarından sizi biz bile kurtaramayız.
Sürekli olarak “Her türlü teklife açığım, her an aklım başkasına kayabilir” mesajı verdiğinizin farkında değil misiniz? Derhal bu huyunuzu terk edin ve çevrenizde eşini aldattığını bildiğiniz erkekler varsa onların hikayelerini, onaylamadığınızı vurgulayarak anlatın eşinize.
“Asayiş berkemal!”
Kıskanç eşinin “Neredesin?”, “Kimlesin?”, “Ne zaman geleceksin?” gibi kontrol telefonlarından bıkan erkekler! Şikayet edeceğinize, eşinizi buna zorlayacak sebebi ortadan kaldırmayı deneyin!
Eşiniz veya sevgiliniz sormadan, nerede, kimlerle olduğunuzu, ne zaman döneceğinizi söyleyin. Tabii bunu komutanına ezberden sıralayan bir asker gibi değil, gündelik sohbet sırasında yapın. Zira ezberlenmiş gibi sıralamanız da karınızın içini rahatlatmaya yetmez. “Bu işte bir iş var” şeklinde huylanmasına engel olamazsınız.
Zararlı arkadaşlar listesi
Her programınıza eşinizi dahil etmek istemeyebilirsiniz elbette. Sadece erkek arkadaşlarınızla birlikte olmak isteyebilirsiniz. Ya da kadınlı erkekli arkadaş grubunuzla eşiniz veya sevgiliniz olmadan da plan yapabilirsiniz. Ama her seferinde sevgilinizin kıskançlık krizlerine girip arıza çıkarmasından dolayı kavga etmek yerine sorunu steril bir şekilde çözmeye çalışın.
Mesela, sevgilinizi arkadaşlarınızla tanıştırın. Zaman zaman hep birlikte organizasyon yaparak kız arkadaşlarınızın zararlı olmadığını, erkek arkadaşlarınızın da sizin aklınızı muzır işlere kaydıracak cinsten insanlar olmadıklarını ona gösterin. Hatta zaman zaman evde arkadaşlarınızla ilgili meseleleri eşinize de anlatın ki, o da kendini arkadaşlarınıza yakın hissederek onları “zararlılar” listesinden çıkarsın.
Kaybetme korkusu
Sevgili erkekler, hem kıskançlık krizleriyle eşinize hayatı zindan edin hem de onun sizi kıskanmasından şikayet edin… Bu hiç adil değil! Önce kendi duygularınızı kontrol altına almayı öğrenseniz hiç fena olmaz.
Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur aslında. Sahip olduğunuz şey “birbiriniz” ise, kaybetme korkusu yaşamak sevgiyi dinamik tutmak için biraz gereklidir. Ama bu korkuyu hastalık derecesinde içinizde büyüterek karşılıklı olarak birbiriniz için hayatı zorlaştırmaktansa, kontrolü elinizde tutmaya çalışın. Eğer bu duyguyla baş etmek mümkün görünmüyorsa ilişki terapistinden yardım alın.
loading...
Yorum Yazınız